Ana içeriğe atla

Dua Etmek...


Ebû Hüreyre(r.a)’den rivayet edilmiştir;dedi ki:Rasulullah(s.a.v) şöyle buyurdu:
“Acele etmediğiniz müddetçe her birinizin duasına icabet olunur.Ancak şöyle diyerek acele eden var:”Ben Rabbime dua ettim,duamı kabul etmedi.”
Müslim’in rivayeti şöyledir:
“Kul günah talep etmedikçe veya sıla-yı rahimin kopmasını istemedikçe duası kabul görmeye devam eder.”
Tirmizî’nin rivayeti de şöyledir:
“Allah’a dua eden herkese Allah icabet eder.Bu icabet ya dünyada peşin olur,ya da ahirete saklanır yahut da,dua ettiği miktarca günahından hafifletilmek suretiyle olur.Yeter ki günah talep etmemiş veya sıla-yı rahimin kopmasını istememiş olsun,ya da acele etmemiş olsun.”(Buhari,Müslim,Tirmizi,Ebû Dâvud)
İbni Ömer(r.a)’den rivayet edilmiştir;dedi ki:Rasûlullah(s.a.v) şöyle buyurdu:
“Sizden birine dua kapısı açılırsa,muhakkak ona rahmet kapıları açılır.Allahu Teâlâ’dan,Allah katında afiyet istenilmesinden daha değerli hiçbir şey istenmemiştir.Rasûlullah(s.a.v) (devam ederek) şöyle buyurdu:
“Dua inen belaya da,inmeyen belaya karşı da fayda verir.Ey Allah’ın kulları!Duaya sımsıkı sarılınız.” (Tirmizî)
Allahu Teâlâ,dualarda afiyet istenmesini çok sever.Allahu Teâlâ’dan O’nun yanında afiyetten daha değerli hiçbir şey istenmemiştir.
Bir başka hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
“Mümin kul Allah’a dua eder.Allahu Teâlâ, Cebrail(a.s)’e der ki:
“Bu kulun isteğini verme,çünkü ben onun sesini duymaktan hoşlanıyorum.”
Fâcir bir kul dua ettiğinde ise(Allahu Teâlâ Cebrail’e)der ki:
“Ya Cibril,bu kulun ihtiyacını hemen gör,çünkü ben onun sesini duymaktan hoşlanmıyorum.”(Kenzü’l-Ummâl)

Kaynak:Miftâhu’t-Tevhid ve’t-Takvâ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlahi ve Zikir

Özel bir ilahi , Hz. Ebubekir Efendimizin sözlerinden; Zu’dbi Lutfik ya İLah-i,Melleh’ü-zadün kalil, Müflisü’m-bis’sıdkiyeti indebabik ya Celil! Kulli-nari’übridi ya Rabbi fi hakk’ı kema’, Kulte kulna ya nar-u kuni ente fi hakkı’l Halil, Ente Kafi,ente Şafi,fi muhimmati’l umur, …Ente Rabbi,ente hasbi,ente li ni’me’l-Vekil. Eyne MUsa, eyne İsa,? eyne Yahya, eyne Nuh, Ente ya sıddık’u-asi tüb’ilel-Mevlel Celil! ————————————————————– Lütfunu esirgeme ey Rab bu kuluna ki, azığı pek kalîl, İflas etmiş olsa da sadakatle yine kapına geldi ey Celîl! Beni yakan ateşe de ‘berd ü? selam ol’ de ey Allah’ım, Bir zaman dediğin gibi fî hakk-ı Halîl, Sensin Şâfî, Sensin Kâfî, evvel-âhir her işte, Ente Rabbî, Ente hasbî, Ente lî ni’me’l-Vekîl. Nerde Musa, nerde İsa, nerde Yahya, nerde Nuh, Sen ey âsî nefis, dön de ara bul bir Mevla-yı Celîl!

''Secde et yaklaş''

Mevlânâ Hazretleri'nin Mesnevî'sinde, "Secde et de yaklaş" (Alak,19) ayetine dair anlatılan hikaye: "Bir dere kıyısında yüksek bir duvar vardı Duvarın üstüne de, susamış dertli biri çıkmıştı Suya ulaşmasına, susuzluğunu gidermesine o duvar engel oluyordu Susuz adam da su için balık gibi çırpınıyordu Ansızın suya bir kerpiç parçası attı Kerpicin düşmesi ile suyun çıkardığı ses, kulağına bir söz gibi geldi Suyun sesi bir sevgilinin sesi gibi tatlı idi O su sesi, adamı üzüm suyu gibi mestetti Mihnetlere, dertlere uğramış adam, suyun tertemiz sesini duymak için duvardan kerpiç koparıp suya atmaya başladı Sudan da ses geliyordu Su “Ey insanoğlu!” diyordu, “böyle kerpiç atmaktan, beni rahatsız etmekten sana ne fayda var?” Susamış adam cevap verdi de, dedi ki: “Ey su, bu atıştan benim için iki fayda vardır Bu yüzden kerpiç atmaktan vazgeçemem” “Birinci fayda: Benim suyun sesini duymamdır O ses, susuzlara rebâb sesi gibi pek tatlı gelir Su sesi, İsrâfil’in sesine benzi...

Medine Müdafaası ve Fahrettin Paşa

                             Ölsekte Ravzanı Ruhumuz Bekler...