Ana içeriğe atla

Aşkın En Güzel Tarifi

Hz.Aişe annemiz, Peygamber Efendimiz (s.a.v) ile yeni evlenmişti. Eşinin kendisini sevip sevmedigini merak etmekteydi, ya da kendisini ne kadar ve nasıl sevdigini…

 Hz.Aişe annemiz bu düşüncesini Peygamber Efendimizle(s.a.v) konuşmadan edemedi.

“Ey Allah’ın Resulü,beni seviyor musun?”

“Evet,Ya Aişe tabi seviyorum!”

 Hz.Aişe annemiz dahasını da merak ediyordu,acaba nasıl seviyordu? Hemen sordu:

“Beni nasıl seviyorsun?”

 Peygamber Efendimiz  (s.a.v) sevgi şeklini tanımladı eşine;

“Kördüğüm gibi”

bu cevap Hz. Aişe’yi cok sevindirdi, çünkü kördügüm açılamazdı. Açılmayan, bitmeyen sırlı bir sevgi demekti. Alacagı cevap onu çok mutlu ettigi için,Hz. Aişe sık sık sorardı:

“Ey Allah’in Resulü, kördüğüm ne alemde?”

 Peygamber Efendimiz (s.a.v),Hz.Aişe’yi memnun eden cevabı verirdi her defasında:

“İlk günkü gibi…”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlahi ve Zikir

Özel bir ilahi , Hz. Ebubekir Efendimizin sözlerinden; Zu’dbi Lutfik ya İLah-i,Melleh’ü-zadün kalil, Müflisü’m-bis’sıdkiyeti indebabik ya Celil! Kulli-nari’übridi ya Rabbi fi hakk’ı kema’, Kulte kulna ya nar-u kuni ente fi hakkı’l Halil, Ente Kafi,ente Şafi,fi muhimmati’l umur, …Ente Rabbi,ente hasbi,ente li ni’me’l-Vekil. Eyne MUsa, eyne İsa,? eyne Yahya, eyne Nuh, Ente ya sıddık’u-asi tüb’ilel-Mevlel Celil! ————————————————————– Lütfunu esirgeme ey Rab bu kuluna ki, azığı pek kalîl, İflas etmiş olsa da sadakatle yine kapına geldi ey Celîl! Beni yakan ateşe de ‘berd ü? selam ol’ de ey Allah’ım, Bir zaman dediğin gibi fî hakk-ı Halîl, Sensin Şâfî, Sensin Kâfî, evvel-âhir her işte, Ente Rabbî, Ente hasbî, Ente lî ni’me’l-Vekîl. Nerde Musa, nerde İsa, nerde Yahya, nerde Nuh, Sen ey âsî nefis, dön de ara bul bir Mevla-yı Celîl!

''Secde et yaklaş''

Mevlânâ Hazretleri'nin Mesnevî'sinde, "Secde et de yaklaş" (Alak,19) ayetine dair anlatılan hikaye: "Bir dere kıyısında yüksek bir duvar vardı Duvarın üstüne de, susamış dertli biri çıkmıştı Suya ulaşmasına, susuzluğunu gidermesine o duvar engel oluyordu Susuz adam da su için balık gibi çırpınıyordu Ansızın suya bir kerpiç parçası attı Kerpicin düşmesi ile suyun çıkardığı ses, kulağına bir söz gibi geldi Suyun sesi bir sevgilinin sesi gibi tatlı idi O su sesi, adamı üzüm suyu gibi mestetti Mihnetlere, dertlere uğramış adam, suyun tertemiz sesini duymak için duvardan kerpiç koparıp suya atmaya başladı Sudan da ses geliyordu Su “Ey insanoğlu!” diyordu, “böyle kerpiç atmaktan, beni rahatsız etmekten sana ne fayda var?” Susamış adam cevap verdi de, dedi ki: “Ey su, bu atıştan benim için iki fayda vardır Bu yüzden kerpiç atmaktan vazgeçemem” “Birinci fayda: Benim suyun sesini duymamdır O ses, susuzlara rebâb sesi gibi pek tatlı gelir Su sesi, İsrâfil’in sesine benzi...

Medine Müdafaası ve Fahrettin Paşa

                             Ölsekte Ravzanı Ruhumuz Bekler...