Dolmuştan indim, eve doğru ağır adımlarla yürüyorum. O esnada ne yemek yapacağımı düşünüyordum. Ekmek almak için daha önce girmediğim bır fırına girdim. Ekmek için sıranın gelmesini beklerken kasanın arkasında bır panoda "Askıda Ekmek" yazısını ve panoya atılmış centikleri gördüm. Sira bana geldiğinde ekmeği uzatana panodaki yazının ne ifade ettiğini sordum. Duyduğum şey beni çok etkiledi. Çünkü anadolu insanının yapisi ve onun beslendigi kaynak olan İslamın ögretilerinin bu fırında yeniden ve yenilenerek yaşatıldığını öğrendim. Nitekim, atılan her bır çentik bır ekmeği temsil ediyor. Ve bu ekmekler sabahları ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor. Yani ne hayrı yapan ne de ihtiyaç sahibi olan birbirini görmüyör. Bır elin verdiğini öbür elin bilmemesi gereği burada canlı olarak yaşatılıyor. Kalbimde çok güzel hisler uyandırdı. Umudumu dirilti yeniden; toplumumuzun yaşamış olduğu ahlaki ve insani çöküntü ve ekonomi bakimindan kendinden asagida olanı hor görme gibi daha bır sürü olguya karşı...
Özel bir ilahi , Hz. Ebubekir Efendimizin sözlerinden; Zu’dbi Lutfik ya İLah-i,Melleh’ü-zadün kalil, Müflisü’m-bis’sıdkiyeti indebabik ya Celil! Kulli-nari’übridi ya Rabbi fi hakk’ı kema’, Kulte kulna ya nar-u kuni ente fi hakkı’l Halil, Ente Kafi,ente Şafi,fi muhimmati’l umur, …Ente Rabbi,ente hasbi,ente li ni’me’l-Vekil. Eyne MUsa, eyne İsa,? eyne Yahya, eyne Nuh, Ente ya sıddık’u-asi tüb’ilel-Mevlel Celil! ————————————————————– Lütfunu esirgeme ey Rab bu kuluna ki, azığı pek kalîl, İflas etmiş olsa da sadakatle yine kapına geldi ey Celîl! Beni yakan ateşe de ‘berd ü? selam ol’ de ey Allah’ım, Bir zaman dediğin gibi fî hakk-ı Halîl, Sensin Şâfî, Sensin Kâfî, evvel-âhir her işte, Ente Rabbî, Ente hasbî, Ente lî ni’me’l-Vekîl. Nerde Musa, nerde İsa, nerde Yahya, nerde Nuh, Sen ey âsî nefis, dön de ara bul bir Mevla-yı Celîl!
Yorumlar
Yorum Gönder